Salı, Kasım 19, 2013

Teras keyfi

Kasim ayinin ortalarinda ne terasi, ne bahcesi ?! diyeceksiniz belki, ancak ben aslinda simdiden baharin gelmesini bekliyor, havalar isinir isinmaz kendimi bos vakitlerimde terasamiza atip ciceklerimizle ilgilenmek istiyorum.

Galiba insan büyüdükce hobileri de onunla beraber gelisiyor ve degisiyor. Bundan 10 yil önce teras, bahce , cicek deseniz burun kivirir ve bu konulari önemsemezdim ancak son bes yildir dogaya daha yakin, bitkilere canlilara daha alakadar hissediyorum kendimi.

Su anda oturdugumuz daireyi ilk kez soguk bir Subat günü gezmistik. Büyük terasi görür görmez resmen asik olmustum .Evi tutmamizin en büyük nedenlerinden biri de oydu.


Henüz oldukca bakimsiz, bombos bir terasti. Ancak daha görür görmez buranin potansiyalini kafamda hayal ettim. Terasi cevreleyen agaclari yesil, bulutlari da mavi hayal edince, bir de terasin güzellestigini düsününce, "tamam" dedik. "Budur". 

Evin gerekli tadilatlarini yapip, döseyip, evlenip, balayina gidip dönünce, havalarin ilk isinisiyla birlikte terasi güzellestirmeye koyulduk. Bize en yakin bahce merkezinden (Almanya´da Gartencenter diyorlar) bitkileri, (tabii ki) Ikea´dan da bahce mobilyalarimizi aldik. Terasa tasidik. 


Esimle isleri paylastik: o mobilya ve cardaktan sorumlu, ben ise ciceklerin ekimindendi. 


Insanin elbette bütün bir hafta sonu boyunca ugrastiginda beli agriyor ancak yazlari güzel havada degecegini bildigimizden büyük bir sevkle ise koyulduk. 


Basta elbette en sevdigim cicekler olan ortancalar olmak üzere, yaban lavantalari, petunyalar ve diger beyaz, mor ve mavi ciceklerle terastaki tüm saksilari ciceklerle doldurduk. Özellikle de saksilari simetrik sekilde yerlesmeye gayret ettik -cünkü böye daha derli toplu durduguna inaniyorum. 



Lacivert cardagimizi da kurup, altina masa ve sandalyeleri de yerlestirip, biraz da mumlar ve fenerler ile süsleyince, yaza hazir olduk. Cardagin arkasinda gördügünüz bina isyerleri. Hafta ici 17 den sonra kimse yok. Hafta sonlari zaten boslar. Üst katimizda da bir psikolog muayenehanesi var. Yani oradan da bize hafta ici belli bir saatten sonra yada hafta sonu karisan, rahatsiz eden yok. Agaclar da yesillendi mi sehrin ortasinda kimsenin göremedigi ferah bir terasta oturabilmenin sansini yasiyoruz.


Gel zaman git zaman terasta bazi eklemeler de oldu. Örnegin resimde gördügünüz fenerler gibi. Yaz aylarinda, hava sicak oldugunda ve karardiginda arada bir yakiyoruz. Gercekten cok hos ve romantik bir atmosfer katiyorlar. 


Banyo penceresinin terasa bakan tarafina da wisteria bitkisinden koyuk. Mayis ve Haziran aylarinda salkim salkim mor mor yapraklari var - sanki mor bir yagmur gibi duruyor. Bu ekildigi ilk hali. 


Bu fotografta ise wisteriamiz bir ay sonra görülüyor. Yerini sevmis olsa gerek ki, yesillendi ve cicek bile acmaya basladi. Hayalim bütün pencerenin etrafini kaplayan mor mor salkim salkim ciceklerin acmasi. 2013 bahari Almanya´ya genel olarak cok gec geldigi ve soguk gectigi icin bu sene cok cicek vermedi. O nedenle umutlar 2014 baharina kaldi diyelim. 


Wisteriamiz cok cicek vermedi ancak ortancalar baharin soguk gecmesine ragmen gec de olsa actilar. Sizce de kocaman top top cicekleriyle nese uyandirmiyorlar mi? Ayrica yaza kisa dayanikli da olduklarindan ortancalar favori ciceklerim. Mavi saksilarin icinde harika duruyorlar, bence.


Terasin bir kösesini de yenilebilir otlar bölümü olarak degerlendirmek istedik: feslegen, maydanoz, kekik, nane, dereotu ve biberiyemiz yazlari her daim taze. Bu tahtadan platform daha önce sarkan kablolari gizlemek amaciyla yapildi. Cok da pratik oldu: hem mangal yaparken üzerine bir cok tabak koyabiliyoruz, hem de terasta yemek yerken, hava cok esmiyor ve soguk degilse kuslarimizi da buraya cikariyoruz. 



En son olarak da sezlonglarin da eklenmesiyle terasimizin dösemesini tamamladik. Yine bir an önce bahar gelsin, yaz olsun olsun, ciceklerimizle ilgilenelim diye sabirsizlikla bekliyorum. Malumunuz Almanya´da cok yaz olmuyor belki ama sicak oldu mu da gercekten sicak oluyor ve böyle günlerde böyle bir terasa sahip olmanin mutlulugunu yasiyoruz. 
En sevdigim sey de: terasla ilgilenildikten sonra güzel bir sofra kurmak ve sevdiklerim ve misafirlerimle yazin ve terasin tadini cikarmak. 

Bizim sansimiza böyle büyük bir teras denk geldi. Herkesin illa büyük bir terasi olmak zorunda degil. Önemli olan sahip oldugumuz bir balkonu bile yasanabilir ve keyif alinabilir bir hale getirmek, onu güzellestirmek. Kistan sonra balkon, teras yada bahceyi adam etmek belki biraz zor oluyor, insani ugrastiriyor ancak sonrasinda cikarilan keyifi düsünüp kendinizi motive ederseniz, cabucak da halloluveriyor. 

Bir an önce bahar gelsin:) 

3 yorum:

  1. Merhabalar,
    blog açmışsın hayırlı olsun, hemen inceleyeyim dedim henüz yeni olduğundan fazla bir şey eklenmemişsin takipteyim :)
    Deniz

    YanıtlaSil
  2. Evet evet..daha cok cok yeni..yavas yavas ekliyorum..Tesekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  3. canım blog fikri çok iyi olmuş daha geniş kitlelere ulaşırsın benimde bulağum yeni sayılır
    banada dahil olursan sevinirim
    http://meltemakgul.blogspot.com/

    YanıtlaSil